Sığınmacıların Etkili Başvuru

Sığınmacıların Etkili Başvuru

Sığınmacıların Etkili Başvuru Uluslararası Hukuk, Avrupa Hukuku Ve Türk Hukukunda Mülteci Ve Sığınmacıların Etkili Başvuru Hakkı Sığınmacıların Etkili Başvuruı; Mülteci, sığınmacı ve görünümden görünüm II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkmış ve bu dezavantajlı, insanlar olmadan kullanılmaya başlanmıştır. Sığınmacıların Etkili Başvuru ; Uluslararası sistemin ana aktörlerinin devletleri, sağlık ve güvenliklerinin korunmasında ve genel olarak hukuk düzenlerinde […]

Sığınmacıların Etkili Başvuru

Uluslararası Hukuk, Avrupa Hukuku Ve Türk Hukukunda Mülteci Ve Sığınmacıların Etkili Başvuru Hakkı

Sığınmacıların Etkili Başvuruı; Mülteci, sığınmacı ve görünümden görünüm II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkmış ve bu dezavantajlı, insanlar olmadan kullanılmaya başlanmıştır. Sığınmacıların Etkili Başvuru ; Uluslararası sistemin ana aktörlerinin devletleri, sağlık ve güvenliklerinin korunmasında ve genel olarak hukuk düzenlerinde bir şekilde önceliklidir.

Sığınmacıların Etkili Başvuru ; Ancak kişiler iç hukuk yollarından sonuç alamazlar, haklarından yararlanabilirler. İyi bir sunum için adaletlerine aykırı olarak uygulayabilecekleri etkin bir hukuk sistemine sahip olmak devletlerin en önemli görevlerinden biridir. Pratik uygulamaların avantajları ile temel bir hukuk araştırmasına olanak tanımaktadır.

Sığınmacıların Etkili Başvuru ; Ulusal makamların mülteci olma şansını gözden geçirmesi ve sınırlayıcı olmadığı takdirde ölümle sonuçlanabilecek mülteci ve göçmenlerin başına nasıl gelebileceğini gözden geçirmesi mümkün değildir.

Sığınmacıların Etkili Başvuru ; Bu ülkelerdeki tüm birlik başvuruları. İletim tarafından kabul edilen belgeler; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, herkesin faydalanması için etkinliklerde sergilenmektedir.

1966 Dünya Medeni ve Haklar Sözleşmesi’nde beğenilen Siya, gerçek bir yasaya sahip olabileceği için alınmıştır. Sığınmacıların Etkili Başvuru

Herhangi bir yetkili organ, yasama organı veya herhangi bir yetkili organ tarafından, herhangi bir yargı alanında, zilyetlik ülkesinden etkin bir yasal kapasiteyle alınabilecek böyle bir hukuk alanında başvuruda bulunan herhangi birinin kişileştirdiği kişiler, bu tür resmi sıfatla kişileştirilmiş kişiler tarafından gerçekleştirilse bile Yargı yolu ile ilgili eğitim ve öğretimini almakla ilgilenen, gerçekleştirdiği bir organla başvuran herkes tarafından yetiştirilmektedir.

Başvuru hakkı, mülkiyet hakkına sahip olmak isteyenler için bir haktır. Taraf Devletler, yargıdaki herkesin tüm hak ve özgürlüklerini sağlamayı ve yalnızca yetkili organlar tarafından alınacağını taahhüt etmektedir.

Ayrıca taraflar, hakları ihlal edilen tüm kişilere etkili bir başvuru hakkı ve bu ihlallere karşı yasal yollara başvurma olanağı sağlamakla yükümlüdür.

İHEB’de düzenlenen etkin başvuru hakkı sadece yargı organları önünde kabul edilmişken, ICCPR yasama, yürütme ve yargı organları nezdinde etkin başvuru hakkını güvence altına almaktadır. Sığınmacıların Etkili Başvuru

Mülteci hukukunun temel belgesi olan 1951 Cenevre Sözleşmesi’nde, her mültecinin tüm sözleşmeci devletlerin topraklarındaki hukuk mahkemelerine özgürce ve kolayca başvurabileceği düzenlenmiş ve mültecilere haklarını arama özgürlüğü tanınmıştır. Sığınmacıların Etkili Başvuru

Avrupa Birliği müktesebatına bakıldığında ilk olarak Temel Haklar Şartı dikkat çekmektedir. Sığınma hakkını açıkça tanıyan Şart’a göre, Birlik hukuku tarafından güvence altına alınan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, mahkemeye başvurarak etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkına sahiptir. Söz konusu madde ile düzenlenen etkin başvuru hakkı ancak mahkeme huzurunda kabul edilir.

Etkin bir başvuru hakkının adil yargılanma hakkını da içerdiği, Şart düzenlemesinden ve ABAD içtihatlarından anlaşılmaktadır. Adil yargılanma hakkı söz konusu maddenin devamında yer almaktadır. Buna göre; Herkesin, önceden kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde adil ve kamuya açık yargılanma hakkı vardır. Danışma, savunuculuk ve temsilden herkes yararlanır.

Adalete etkin erişim için gerekli olmasına rağmen, yeterli kaynaklara sahip olmayan kişilere adli yardım sağlanmaktadır. Avrupa Birliği’nde etkili başvuru hakkı ve adil yargılanma hakkı bir bütün olarak düzenlenmekte ve göçmenlik ve sınır dışı etme kararları da dahil olmak üzere tüm davalarda uygulanmaktadır.

1 Aralık 2005 tarihli Üye Devletlerde Mülteci Statüsü Verilmesi ve Geri Çekilmesine İlişkin Asgari Standartlara İlişkin Konsey Direktifinin 39. Maddesi uyarınca bir karar alınması durumunda, üye devletler bir mahkeme veya mahkeme önünde etkili bir temyiz hakkına sahip olmalarını sağlamalıdır. İlgili maddeye göre, iltica işlemlerinde yapılacak itirazlar için getirilebilecek süreler, AB’nin sağladığı hakların kullanımını zorlaştırmamalıdır.

Üye Devletlerde yasadışı olarak ikamet eden üçüncü ülke vatandaşlarının geri gönderilmesine ilişkin ortak standartlar ve prosedürlere ilişkin 2008/115/EC sayılı Konsey Direktifinin 6 Aralık 2008 tarihli 13. Maddesi uyarınca, üçüncü ülke vatandaşlarına sınır dışı etme ve geri gönderme kararlarına itiraz etme 118 An kararlarının temyizde gözden geçirilmesi için etkin bir rücu hakkı tanınmalıdır.

Bu hak, yetkili bir yargı mercii veya tarafsız ve bağımsız üyelerden oluşan bir idari merci önünde olabilir. Bu makam veya yetkili makam, ulusal hukuk kapsamında geçerli olduğu şekilde iade kararını geçici olarak askıya almak da dahil olmak üzere, denetleme yetkisine sahip olmalıdır. Sığınmacıların Etkili Başvuru

Sınır dışı etme kararına bir sözleşme hükmünün uygulanabileceği durumlarda, temyiz veya temyizin derhal askıya alma etkisinin olmaması, ulusal makamlar nezdinde etkili bir rücu imkanının bulunmadığını göstermektedir.

26 Haziran 2013 tarihli uluslararası korumanın sağlanması ve sona erdirilmesine ilişkin ortak usulleri düzenleyen 2013/32/EU sayılı Direktif ‘in 46. maddesinde hak sahibi olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca üye ülkelerde etkin uygulama hakkının tam olarak sağlanması için tam ve önceden inceleme yapılması gerektiği düzenlenmiştir.

Buna göre başvurunun etkili olabilmesi için Mahkeme’nin mülteci ve sığınmacılar hakkında karar verirken mevcut durum ve koşullar çerçevesinde bir değerlendirme yapması gerekmektedir.

ABAD’a göre, mültecilerin ve sığınmacıların adli yardım ve tercüme hizmetlerinden yararlanmaları 47. madde anlamında bir gerekliliktir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne bakıldığında iltica ve sığınma konusunda doğrudan bir hüküm içermediği görülmektedir. Buna rağmen, Sözleşme’nin birçok maddesi dolaylı olarak sığınma ve sığınma hakkının korunması için önemli bir fırsat sunmaktadır. Sığınmacıların Etkili Başvuru

3. Madde, mültecileri ve sığınmacıları, işkence, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza riskiyle karşı karşıya kalabilecekleri ülkelere sınır dışı edilmekten korur. Sözleşme’nin 5. maddesinde güvence altına alınan özgürlük hakkı, haksız tutuklama ve özgürlükten yoksun bırakmaya karşı koruma sağlamaktadır.

13. maddede düzenlenen etkin başvuru hakkı, Sözleşme ‘de tanınan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkesin, ihlal bir memurun görevini yerine getirmek için hareket eden kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi, ulusal bir makam nezdinde etkili bir başvuru yoluna başvurabileceği şeklinde düzenlenmiştir.

Etkili iç hukuk yollarının sağlanması, AİHM’nin denetleyici rolünü yerine getirmesine ve Mahkeme’nin iş yükünü azaltmasına olanak tanır. AİHM’nin de belirttiği gibi, taraf devletler iç hukukta etkili bir hukuk yolu sağlamazlarsa, bireyler sistematik olarak AİHM’e başvurmak zorunda kalacak ve uzun vadede Sözleşme ile belirlenen insan haklarının korunması her iki tarafta da etkin bir şekilde zayıflayacaktır.

AİHS’nin 13. maddesine ilişkin içtihadı, göçmenlik ve sınır dışı etme kararlarının nasıl alınması gerektiği ve uygulanacak tedbirler konusunda önemli rehberlik sağlamaktadır. Adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddenin göç ve sınır dışı etme kararlarına uygulanmaması eleştirilmesi gereken bir konudur.

AİHS’de adil yargılanma hakkının kapsamının genişletilerek tüm hak ve özgürlüklere uygulanması insan hakları açısından daha uygun olacağı gibi, idari davaların makul sürede sonuçlandırılması ve insan hakları açısından daha uygun olacağı ve taraflardan birinin idare olduğu uyuşmazlıklarda kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme belirlemek, mahkemeye erişim hakkını sağlamak, silahların eşitliği ilkesine uymak bu konudaki ihlalleri azaltacaktır.

Adil yargılanma hakkının göç ve sınır dışı etme kararlarına uygulanmaması, bu davalarda denetimi sağlayan tek maddenin 13. madde olduğunu ortaya koymaktadır. Sığınmacıların Etkili Başvuru

AİHM içtihadı incelendiğinde, kişilerin tercüman ve adli yardım hizmetlerinden yararlanamadığı, usulüne uygun bildirim yapılmadığı, başvuru ve itirazların ciddi ve dikkatli bir inceleme yapılmadan sonuçlandırıldığı, mahkemelerin başvuru ve itiraz süresinin kısa olması, başvuru ve itiraz sürecine fiziki olarak başvurulmasının mümkün olmaması veya başvuru ve itirazın yetkili mercilerce engellenmesi ve Erteleme etkisinin olmaması gibi nedenlerle etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Etkili başvuru ve adil yargılanma hakkını düzenleyen AB Temel Haklar Şartı’nın 47. Maddesi, etkin başvuru hakkını ve adil yargılanma hakkını tanıdığı için AİHS’den çok daha geniş hakları güvence altına almaktadır.

Türk hukuku, uluslararası hukukta ve Avrupa hukukunda belirlenen etkin başvuru hakkı gereklilikleri ışığında mülteci ve sığınmacılar çerçevesinde incelenmiştir. Sığınmacıların Etkili Başvuru

Türk Hukukunda etkin başvuru hakkının kullanılabileceği merciler; idari yol, yargı yolu ve bireysel başvuru yolu. Uluslararası koruma talebinin reddi, uluslararası korumadan dışlanma ve başvurunun geri çekilmesi veya geri çekilmiş sayılması kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde ilgili kişi veya kanuni temsilcisi veya avukatı, yetkili idare mahkemesine verilen karar İneli-Ciğer, 2018, s. 10. 120 başvurabilir; İdari itiraz olarak Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna on gün içinde itiraz edilebilir.

Uluslararası koruma statüsü değerlendirmesi sonucunda alınan kararlardan; İdari tutuklama kararı, başvurunun kabul edilmezliğine ilişkin karar ve hızlandırılmış değerlendirme kararlarına karşı sadece yargı yoluna başvurulabilir, idari itiraz kapatılır.

Başvurunun kabul edilmezliğine ilişkin karar ve hızlandırılmış değerlendirme kararlarına karşı diğer kararlarda 30 gün olan dava açma süresi 15 gün olarak düzenlenmiştir. İdari tutuklama kararına karşı dava açma süresi kanunda belirtilmemiştir.

Başvurunun kabul edilmez olduğu kararı çerçevesinde mahkemeye yapılan başvurular ve hızlandırılmış değerlendirme kararları on beş gün içinde kesinleşir ve Mahkemenin bu konudaki kararı kesindir. İlk derece mahkemesi kararı ile kesinleşen kararlarda temyiz ve temyiz yolunun kapalı olması uluslararası hukuk açısından incelendiğinde bir sorun teşkil etmemektedir. Zira AİHM ve ABAD içtihatlarından da anlaşılacağı üzere iki kademeli bir yargı sistemi şart değildir.

Hukuk kuralı; Bireylerin ulusal ve uluslararası hukuk kapsamında sahip oldukları haklara erişimlerinin sağlanmasını gerektirmektedir.

Uluslararası koruma altındaki kişilerin korunması için ulusal koruma sistemlerinin güçlendirilmesi gerekmektedir. İstinaf yolunun adalet arama özgürlüğü, dolayısıyla adil yargılanma hakkı ve etkili başvuru hakkının içeriği açısından zorunlu bir unsur olmadığı kabul edilse de aleyhine üst mahkemelere başvurma hakkı ilk derece mahkemelerinin kararları, bu kararların hukuka uygunluğunun denetimi, hukukun gelişimi, içtihat ve hukuk birliği sağlanması açısından önemli bir konudur.

Fıkıh birliğinin sağlanması için temyiz yolunun açılması gerekmektedir. Bu nedenle kişinin açtığı davada idare mahkemesinin kararına karşı bir üst yargı merciine başvurma imkânının verilmesi idarenin yargı denetiminin etkinliğinin artırılması ve kişilere gerçek bir yargı güvencesinin sağlanması açısından önemlidir.

Eleştiriye açık olan bir diğer nokta da Kanun’un idare mahkemesi kararlarının kesin olacağı düzenlemesidir. YUKK nezdindeki idare mahkemesinin kararları Danıştay’ın denetimine tabi olmakla birlikte, bundan böyle, İdare mahkemesinin söz konusu kararlarına karşı Danıştay’da Kanun’un açık hükmü uyarınca, Danıştay’da uluslararası koruma, 2015, s. 16. 121 Temyiz imkânı olmayacaktır.

Ancak bu tür bir kontrolün sağlanması, bireye sağlanan adli güvenceler açısından önemlidir.

Ayrıca, mülteci ve sığınmacıların kararları kendilerine iletmede yaşadıkları sorunlar, tercüman teminindeki yetersizlikler ve vekalet ücretine ilişkin maddi imkânsızlıklar ortadan kaldırılmakta; Etkili bir hukuk yoluna başvurma hakkının pratikte kullanılmasını sağlayan dava dosyasına erişim hakkı, kendisine yöneltilen tüm suçlamalardan haberdar olma hakkı, savunma hakkı ve adli yardıma erişim hakkı gibi haklar tanınmalıdır.

Kamu gücünü elinde bulunduran idareler ile davacı kişi veya kurumlar arasında eşit bir dengenin sağlanması gerekmektedir. Türk idari yargı sisteminde adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı herhangi bir yasal işlem yapılmamaktadır. İdare mahkemesi önündeki davalarda uyuşmazlığı çözecek bilgi ve belgeler genellikle idarenin elindedir.

Bu nedenle mahkemelerin, özellikle ellerindeki belgeleri eksiksiz olarak mahkemeye sunmayan veya seçici olarak ibraz eden idarelere karşı davanın uygun silahlarla görülmesini sağlama görevi daha da önem kazanmaktadır.

Ayrıca idari yargıda ara kararların ve ara karara verilen cevapların karşı tarafa bildirilmemesi, silahların eşitliği ilkesine aykırı durumlar yaratabilir. Bu nedenle davanın sonucunu etkileyebilecek belgelerin taraflara bildirilmesi gerekmektedir.

Devletlerin güvencelerin etkinliğini engelleyen bir diğer eylemi de kişilere verilen kararların veya itiraz hakkının tebliğ edilmemesi veya idari gözetim altındaki sığınmacının dış dünya ile iletişime geçmesinin engellenmesidir346. İdari gözetim altındaki kişilerin avukat ve tercümanlara erişimi kısıtlanmamalıdır. Bir hukuk yolunun etkili olup olmadığının değerlendirilmesinde belirleyici faktör, uygulamada erişilebilirliğidir.

Sığınmacı ve mültecinin süresi dolmadan kanun yoluna başvurmasını mümkün kılan bildirim işlemlerindeki sorunlar, taleplerinin sonucunu takip etme imkanının tesadüfi olması, avukatlık için maddi imkanların yetersiz olması gibi hususlar ve avukatlık ücretleri ile göç alanında uzman avukat sayısının azlığı etkili başvuru hakkına erişimi engelleyen asıl nedenlerdir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avukat

Aliye YILDIZ VARSIN

Scroll to Top